19 Ekim 2019 Cumartesi

TAKLİT ETME,İLHAM AL





İlham almakla, taklit etmek farklı şeylerdir. Taklit etmeyin; ilham alın. İlham aldığınız şeyi onurlandırdığınız katkı dediğimiz şey çoğalarak artar. Çocukken denge kurulmadan sürekli pohpohlanan veya olumsuz eleştirilen; yargılanan çocuk ilham almayı değil taklit etmeyi öğrenir. Bu tip insanlar, yetişkin olduklarında birini ya da bir şeyi hızlıca yüceltip sonra hızlıca tam tersini yapabilirler. Çünkü bilinçdışı ona bilgelikten yararlanmak yerine bilgelikten kaçarak veya ona zarar verdiğini düşündürecek şeyler yaparak korunabileceğini sandırır. Bunu kendisi bilerek yapmaz, ne yaptığını farkında değildir çünkü. Kendi farkındalığını edinmek bir yere farkındalığı sadece dışsal faktörlere yöneltmiş her birey bilinçdışı tarafından yönetilir. Yani geçmiş referans noktalarını baz alır, hayatını yönetirken.
Zihin sesini susturup kendi varlığınla yol aldığında çoğunlukla yanıltan zihin sesi yerine kendi gerçek bilincinle kendini yönetirsin. Başkalarının yaptığı şeyin doğru ya da yanlış olmadığına karar vermek için kendi realitemizin referans noktalarına bakıyoruz. Sonra herkes kendinde ve birbirinde neyi doğru neyi yanlış yapıp yapmadığına bakıyor. Sonra da of, gerçekten çok yoğun ve yorgun hissediyorum, diyoruz. Oysa bir şeylerin ne denli dinamik bir biçimde değişebileceği farkındalığını kendinize vermek için tek bir şey yapmanız yeterli: Soru sormak. Herhangi bir şeye ya da birine değil; alana, kuantum alanına soruyu sormaktan bahsediyorum. Soruyu sorduktan sonra gelen her şeyi alıp kabul etmeye hazır mısın? Ben bazen hazır olmadığım cevaplarla karşılaşıyorum ve harika alanlar açılıyor. Bundan daha iyi nasıl olur? 
Sadece duymak istediklerinle yola devam etmeyi seçmek de bir seçimdir. Seçim enerjisi her zaman yaratır, istek enerjisi ise bekletir. Bundan daha iyi nasıl olur? Sence başka neler mümkün?

4 Ağustos 2019 Pazar

AKIŞTA OLDUĞUNDA PUSULAYA İHTİYACIN YOKTUR. YOL DAİMA ÖNÜNDE BELİRİR.

 

YOLA HEP BÜTÜN OLASILIKLARI DÜŞÜNEREK ÇIKTIĞIMIZI SANIRIZ. OYSA SONSUZ OLASILIKLARDAN TAHMİN ETMEDİĞİMİZ BAŞKA BİR ŞEY BELİRİVERİR KARŞIMIZDA. O AN SEÇİM YAPMA ZAMANIDIR. 
 DİLER G. 

İki nokta arasındaki en kısa yolun düz bir çizgi olduğu söylenir. Peki bu yol engellenirse?
Menderesi düşünelim mesela. Bir coğrafi terim. Tortul tabaka, nehrin akışını engellerse akıntı yön değiştirir. Artık istese de düz bir yol izleyemez. Çünkü önüne çıkan bu zorluk ona başka olasılıklar göstermiştir. Zikzaklar çizerek de olsa ilerler.Bu gerçek örnekte olduğu gibi başlangıçtan sonuca ulaşmayı başaran en etkili madde sudur. Çünkü önüne bir engel çıktığında durmaz. Doğa kendine hep başka bir yol bulur.Biz de bunu yapabiliriz. Çünkü biz de doğanın bir parçasıyız. Heyy!Lütfen bunu gerçekten bir düşün, öyle yargıya var.
 Peki ya herhangi  iki noktanın birbiriyle temas etmesi gerektiğinde , direkt bir bağlantı mümkün değilse bu başka bir bağlantının olmayacağı anlamına mı gelir? Hayır, elbette gelmez. Başka bir yol daima vardır, soru soracak kadar akıllı olmayı bilene. Evren daima, başka bir yol bulacaktır. Sonrası ise seçimdir. 




    Eğer önümüzdeki kapıyı görmezden gelir, görünmeze; merdivenden sonrasına yönelirsek; o da bir seçimdir. Haliyle o da bir yaratım ortaya çıkaracaktır. Burada iyi, kötü, doğru, yanlış yoktur. Sadece seçim vardır. Seçim hep yaratır. 

Söylesene; başarılı olmak için merdivenler çıkman, yaş alman gerektiği bakış açısını kimden aldın?
(Bu bir yargılama değil. Fark etmeni istiyorum sadece.) Birçoğumuzun bir şeyi değiştirme isteğimizin sebebi, şu anda seçmekte olduğumuzun yanlış olduğuna inanmamız değil mi? Yanlış olduğumuzu kanıtlamak için bazen o kadar meşgul oluyoruz ki, zamanla bu bizim gerçekliğimiz oluyor. Böylece hiçbir şey değişmiyor. Çünkü eğer bir şeyi değiştirecek olursak, bu geçmişte seçmiş olduklarımızın yanlış olduğu anlamına geliyor, diye düşünüyoruz. 

Ya bizim "yanlış" olarak gördüğümüz şey, hiç kimsenin bize göstermeye muktedir olmadığı birer " potansiyelse"?


Şimdi bir düşün, kapıdan mı gireceksin; merdiveni mi çıkacaksın?
Merdiveni çıkmak zorluk, kapıdan girmek kolaylık veya başka herhangi bir şey değil. Kararlara ve seçimlere de etiketleme yapılır. Yapma.Bu da yaratımı durduracaktır. Bununla ilgili bakış açılarını değiştirmeyi denesen; bu neler yaratırdı?


1 Ağustos 2019 Perşembe

SEÇİM YARATIR, SEN BUGÜN NEYİ SEÇMEK İSTERSİN?

        

 *Türk Dil Kurumu, motivasyonu: İsteklendirme, güdüleme olarak tanımlamış. Türkçe Öğretmenliğim ve dile ilgimden mütevellit  ; sözcüğün anlamını biliyor olsam da mutlaka bakar, kontrol ederim Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nden.
Fransızcadan dilimize girmiş bir kelime, motivasyon. Fransızca motiver (harekete geçmek) fiilinden "+tion" son eki ve motif 'itki' sözcüğünden türetilmiş.Motif  de yine Fransızca;harekete geçiren şey,itki;ilk anlamı. Kökeni Latince motivus (harekete geçiren) demek. 


        Maslow“İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kuramıyla bireylerin motivasyonunu ihtiyaçların kademeli olarak tatmin edilmeleri ile açıklamıştır. Ona göre, bir kişi bir kademedeki ihtiyacı tatmin etmeden diğer kademeye geçiş yapmamaktadır. Kuramda değinilen birçok varsayım bulunmaktadır.Çok mu akademik başladı yazı ne? Bundan sonra olağan akıştayız. :)



                     ⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓⇓



      Kişisel hayatımda her sabah, kendime rağmen kendime meydan okuyorum. Benim en büyük motivasyonum bu. Bu meydan okumayı; kendimi yerden yere vuruyorum demek olarak algılamayın.

Sabah yüzümü yıkadığımda uzun süre aynaya bakıyorum. Gözlerimin içine. Tavsiye ederim, öz şefkat önemlidir. Çünkü kendimizi sevmemiz esas olan. Kendini sevmeyen birinin başka birilerini sevebileceğini düşünmüyorum. Yine de bu benim ilginç bakış açım.

Kendine meydan okumaya gelince... 

       Bana göre kendime meydan okumak, bilinçdışı sesini susturmak.Ben bu zihin susturmasını katıldığım bazı eğitimlerde öğrendiğim eft teknikleri ve uygulayıcısı olduğum acces the bars araçları ile yapıyorum. Başka seçenekler de var elbet.Zihni susturmak demek, düşünmemek, düşünme yetisini kaybetmek demek değil. Aksine, zihne kendin olabilmek için izin vermek. Çünkü ister kabul edin ister etmeyin, farkındalığı olmayan bireyleri bilinçaltları yönetiyor. Bilinçaltındaki düşünceler ise çocukluğumuzdan bu yana toplum, aile ve farklı farklı bakış açıları, yargılar, atalarımızdan miras kalanlar ve daha bir sürü şeyden oluşuyor. Hedeflenene yürürken, kendi ayağına halat bağlamak istemiyorsan ,bakış açını sık sık değiştirmeni öneririm. Aksi taktirde kitlenip kalıyoruz. Ve biz  oradan almamız gereken dersi almadığımız sürece kitlenip kaldığımız durumdan çıkamıyoruz. Çıksak da bir süre sonra yine aynı kişi ve olaylarla karşılaşıyoruz. 



Söz verdiğim gibi yazıyı yazma sebebime; benim kendimi nasıl motive ettiğime ve içimde nelerle bağlantıda olduğuma gelelim: 


1. Kendine meydan okumak( yargısız, usul usul:)

2. Bütüne giderken parçadan başlamak.

3. Sevgi ( Bu sevgi önce kendine sonra amaçlarına yönelik olmalı.)

4.Yapamadığımda,evet yapamadım. Diyebilmek.
Bu konuda kendime önceden epey acımasız davranıyordum.Heyy!Ben mükemmel değilim. Yine de varım ve buradayım. Demeyi öğrendim.

5.Ara vermek.Dinlenme.
 (Evet , bu benim en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri.) 

6.Güven.
(Önce yaradana, sonra kendine ve sonra yaptığın şeye) 

7.Kendin olmak.
 (Hakkında kimin ne düşündüğü değil, senin kendin hakkında ne düşündüğün önemli.) 

8.Korku kelimesini çıkardım, sözlüğümden çünkü çoğu zaman endişelerimizi de korku olarak adlandırabiliyoruz.(Bu da  ilginç bir bakış açısı:)

9.Az yakın,çok  insan, farklı bir sürü dünya.
Düştüğün zamanın en güzel yanı ne biliyor musun? Tekrar kalktığında yola kimlerle devam etmen gerektiğini öğretmesi.O yüzden içtenlikle insanlarla bir arada olmayı seviyorum. Yalnız veya iki olmak mı?Ona bayılıyorum.:)

10. Kabul ve gönüllülük. 
Önceden epey isyan eden biriydim. Sonra çarkın bu şekilde dönmediğini fark ettim.Yani bu şekilde dönerken beni de içine alıyordu. O yüzden artık gelen her şey benim için bir hediye.Yargıda kaldığımda, herhangi bir şeyi veya olayı yargıladığında(iyi de bir yargıdır)dilediklerinin gerçekleşmesinin uzayacağını düşünüyorum. Bu gelen her şeyi kabul ediyorum demek değil.Her şeyi ilginç bir bakış açısı olarak gördüğünde yargısız alanda kalabiliyorsun. Bunu bir görev gibi yapmamalısın, içselleştirmek önemli.

11. İsyan ettiğin sürece hiçbir şey düzelmeyecek inan bana.
Onun için seç, sor, talep et ve eyleme geç.İçinde bulunduğumuz realitede "harekete  geçmek"güzel ve eğlenceli bir kavram.

12. Eğlen.
 Evet en önemli kısım bu. Ne yapıyor olursan ol, kendin için, kendine göre bir eğlence bul o şeyde ve bunu kimseyle paylaşma.:)

13. Ne için yaşadığını bul ve küçük de olsa onun için bir adım at. 
Önce gülebilirler;umursama. Çünkü sonra seni örnek alacaklar ve nasıl yaptığını soracaklar. Söyleme.Çünkü bu realitede herkes kendi sınavını veriyor ve böyle karşılaşıyor kendi gerçekliğiyle. 

14. Hayal et, imgele. 

15. Meditasyon yap.

16. Dinlediğin şarkıları, okuduğun kitapları, izlediğin filmleri iyi seç. 
Ülkemizde benim bakış açıma göre fazlasıyla acıtasyondan beslenme var. İnan bana bu sana hiçbir şey kazandırmaz.

17. Spor
 ( Yürüyüşü küçümseme:) Haftanın belli günleri kendine,yapmaktan hoşlanacağın; görev gibi değil zevkle yapabileceğin bir spor seç.)

18. Hobi 
(Seramik ve taş boyama, tiyatro benim en sevdiğim)  


19. Kendine kaynak yarat. 
( Bunu nasıl yapacağını en iyi sen bilirsin.)

20. Yalnız kalmaktan korkma. 
Tabii ki insanlarla olmak, sosyalleşmek harika. Yine de inan bana tek başına yürüyüşe çıkıp en sevdiğin kahvecide veya başka bir yerde kendinle olmak da harika.

21. Hayatındaki fazla insan ve eşyalardan arın.
Sana katkı sağlamayan şeyleri barındırma hayatında.Özellikle negatif söylemlerde bulunanları, seni aşağıya çekenleri.  Ucunda yalnızlık bile olsa.Eskiyen, eskiden kalan ve işine yaramayanları at gitsin. Ya da ihtiyacı olan birine ver veya sat. Ben işime yaramayan, katkı sağlamayan her şeyi attım :)

22. Kendine hayal panosu oluştur.
 (Gitmek istediğin ülkeleri, şehirleri, yapmak istediklerini, hayattaki amacını yani seni anlatan bir pano olsun bu.)(Ben gazete küpürlerinden yapıyorum. Merak edersen sosyal medyadan  beni bulup sorabilirsin.Mail adresimi de bırakıyorum, buraya⇩                                                                                                           (dilerr52@hotmail.com :)

23. Değişmekten, değişimden korkma. 

24. Yaptığın olumlamaları içselleştir. 
(Unutma olumlamalar bizim yarı zamanlı, sadece hoşlanmadığımız bir durumda kullandığımız elemanlarımız değil.)

25. Umursa. (Umursadıklarını umursamıyormuş gibi yapma, çünkü belli oluyor. Kendine yalan söyleme.)

26. Her şeyi üzerine alınma.
(Başka bakış açılarıyla hizalanacağım diye,kendi odağından çıkma.)
27. Bir şeyi sırf başkası da yapıyor, diye yapma. 
( Bu bir kurs,kıyafet, gezi vs... olabilir) Sor bakalım kendine, ben ne istiyorum?Neyi seçiyorum? Diye. 

28. Yaz. 
      Hayallerini, korkularını, cesur hissettiğin zamanları... 
     Yazı asla yalan söylemez.Sana dönüşü daha hızlı olur. 

23 Temmuz 2019 Salı

SEMBOLLER/İNCİR AĞACI

  İncir...
  İncir ağacı, insanlık tarihinden daha eski bir tarihe tanıklık etmiş bir ağaç...
Mitolojide incir ağacı,"bütün bitkilerin kökü ve kuvvetli bir hayat verici" olarak biliniyor.Farsça ancir sözcüğünden evrilmiş. Delik, oyuk anlamına da gelir.
    Atalarımız, eskiden hemen her evin bahçesine bir incir ağacı dikerlermiş. Ancak incir ağacının , evin  uzağında olmasına özen gösterilirmiş. Çünkü incir ağacının kökleriçok güçlü ve yayılmacı bir karaktere sahip olduğu için ,ağacın tehlike oluşturacağı düşünülürmüş. "Ocağına incir ağacı dikmek" sözü buradan gelir.
    Dede evimizin tam önünde; kocaman ıhlamur ağacının gölgesinde kalan bir incir ağacı vardı, eskiden. Benim için nasıl kutsaldı, anlatamam. Çünkü mevsimi gelmeden ona dokunmak yasaktı. Mevsimi geldiğinde ise bütün incirler, ağaçta son incir kalıncaya kadar toplanı; bir sepete konurdu.
"Vay be!Aylarca kara, fırtınaya, güneşin kavurucu sıcağına dayan;olgunlaş.Sonra gel bir sepetin içine hapsetsinler seni" diye cümlelerle başlayan bir sürü hikayem vardı.İncire; onun zamanla olgunlaşıp uğradığı değişim, sonra da bir kaba sığdırılmasına yazılmış olan...
İncir ağaçları da biz insanoğlu gibi mucizedir. Medeniyetlerin yıkıntılarını saklamış,iklim koşullarına adapte olunmasına yardımcı olmuştur. Hala görev başında hepsi. Hindistan'ın kuzeyinde incir ağaçlarının, nehir kenarlarında büyüyen kökleri köprü yapımında kullanılarak muson yağmurları sırasında insanları korur. Etiyopya'da ise  ekilmiş olan araziye, kuraklık zamanında gölge yaparak çiftçilere yardımcı olur.
Bu incir merakı ne bendeki, diye soracak olursanız; İncir, zamana ve akışa direnilmediğinde olması gereken her şeyin olması gerektiği anda gerçekleşeceğini anımsatır bana hep. Zamanla akmayı ,var olmayı, genişlemeyi ve alan açmayı...Bunun için olanı olduğu gibi alıp kabul etmek kapıyı açar.

TAKLİT ETME,İLHAM AL

⧬ İlham almakla, taklit etmek farklı şeylerdir. Taklit etmeyin; ilham alın. İlham aldığınız şeyi onurlandırdığınız katkı dediği...