⧬
İlham almakla, taklit etmek farklı şeylerdir. Taklit etmeyin; ilham alın. İlham aldığınız şeyi onurlandırdığınız katkı dediğimiz şey çoğalarak artar. Çocukken denge kurulmadan sürekli pohpohlanan veya olumsuz eleştirilen; yargılanan çocuk ilham almayı değil taklit etmeyi öğrenir. Bu tip insanlar, yetişkin olduklarında birini ya da bir şeyi hızlıca yüceltip sonra hızlıca tam tersini yapabilirler. Çünkü bilinçdışı ona bilgelikten yararlanmak yerine bilgelikten kaçarak veya ona zarar verdiğini düşündürecek şeyler yaparak korunabileceğini sandırır. Bunu kendisi bilerek yapmaz, ne yaptığını farkında değildir çünkü. Kendi farkındalığını edinmek bir yere farkındalığı sadece dışsal faktörlere yöneltmiş her birey bilinçdışı tarafından yönetilir. Yani geçmiş referans noktalarını baz alır, hayatını yönetirken.
Zihin sesini susturup kendi varlığınla yol aldığında çoğunlukla yanıltan zihin sesi yerine kendi gerçek bilincinle kendini yönetirsin. Başkalarının yaptığı şeyin doğru ya da yanlış olmadığına karar vermek için kendi realitemizin referans noktalarına bakıyoruz. Sonra herkes kendinde ve birbirinde neyi doğru neyi yanlış yapıp yapmadığına bakıyor. Sonra da of, gerçekten çok yoğun ve yorgun hissediyorum, diyoruz. Oysa bir şeylerin ne denli dinamik bir biçimde değişebileceği farkındalığını kendinize vermek için tek bir şey yapmanız yeterli: Soru sormak. Herhangi bir şeye ya da birine değil; alana, kuantum alanına soruyu sormaktan bahsediyorum. Soruyu sorduktan sonra gelen her şeyi alıp kabul etmeye hazır mısın? Ben bazen hazır olmadığım cevaplarla karşılaşıyorum ve harika alanlar açılıyor. Bundan daha iyi nasıl olur?
Sadece duymak istediklerinle yola devam etmeyi seçmek de bir seçimdir. Seçim enerjisi her zaman yaratır, istek enerjisi ise bekletir. Bundan daha iyi nasıl olur? Sence başka neler mümkün?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder